İSLAM OCAKLARI
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Yavuz Sultan Selim Küpeli mi?

Aşağa gitmek

Yavuz Sultan Selim Küpeli mi? Empty Yavuz Sultan Selim Küpeli mi?

Mesaj tarafından SeyfuL İsLam Perş. Ekim 22, 2009 8:40 am

Başlığımızdan da anlaşılacağı üzere yazımızın içeriğini Yavuz Sultan Selim ile bağdaşan, toplumda sağcısından solcusuna, gerçek olduğuna dair kesin kanaat getirilen küpe hadisesi oluşturuyor. Konuyu tarihsel çizgide anlatmaya çalışacağız. Ancak önce mevzu bahis olan padişahımızın hayatı ve kişiliği hakkında bir kaç bilgi verelim.

I. Selim, yani halk arasındaki yaygın adıyla Yavuz Sultan Selim, 10 Ekim 1470'de Amasya'da doğdu. 1512'de ise tahta oturarak 8 sene 9 ay boyunca hükümdarlık görevini yerine getirdi. Annesi Dulkadiroğlu Alaüddevle'nin kızı Ayşe Hatun'dur. Adını ilk olarak padişahlığından önce Trabzon'da Sancakbeyi olarak bulunduğu sırada Anadolu'da başlayan büyük Şia hücumuna karşı gösterdiği başarılı durdurma çalışmaları ile duyurdu. Özellikle babasının bu durum karşısında gereken dikkati göstermemesi Yavuz'un emrindeki askeri birlik ile harekete geçmesine ortam hazırladı. Anadolu üzerinde büyük bir müdafaa hareketinde bulundu. Bu sebeple özelikle askeriye başta olmak üzere büyük bir kesimin sevgisini ve güvenini kazandı. Dolayısıyla bu durum sayesinde rakipleri olan diğer şehzadeler arasında ayrıcalık kazanmış oldu. Tahta geçişi sırasında ve geçtikten sonra kardeşleriyle bir takım sorunlar yaşayan Yavuz kısa bir süre içerisinde otoriteyi tek elde topladı ve hızlı bir şekilde "ittihad-ı İslam" projesini hayata geçirmek için harekete geçti.

Sultan Selim, sinirli ve hiddetli bir padişahtı. Devlet kademelerinde en ufak bir ciddiyetsizliğe rastladığı zaman derhal sert müdahelelerde bulunur, laubali tutumlara asla müsade etmezdi. Düşman üzerine korku salan heybetli bir duruşu vardı. Bu sert kişiliği sebebiyle kendisine "Yavuz" lakabı layık görülmüştür. Onun bu sert yapısı ve düşmana karşı hiddetli duruşu günümüzde dahi pek çok insanımız tarafından "en sevilen padişah" olma özelliğine sahip olmasını sağlamıştır. Fakat Yavuz'u çok seven ve padişahlar arasında ayrı bir yere koyanlar bile onun gerçekten küpe takıp takmadığını hiç araştırmamıştır. Mevcut bulunan yaygın görüşü kabullenip "Allah'a köle olduğunun" nişanesi olarak küpe taktığını savunmuştur çoğu zaman.

Konuyu ilk olarak Yavuz Sultan Selim'in hayat tarzından yola çıkarak açıklamaya çalışalım ;

1- Onun sade bir hayattan hoşlandığını ve süslü kıyafetlerden, takı takmaktan hiç hoşlanmadığını biliyoruz. Hatta; Mısır Seferinden döndüğü sırada oğlu Süleyman'ın ( Kanuni Sultan Süleyman ) süslü bir elbise ile karşısına çıkmasından sonra "Bre oğul, sen böyle giyinirsen, anan ne giyecek !" diye cevap vermesi onun bu konudaki titizliğinin en bariz göstergesidir.

2- Yavuz'a ait olduğu ileri sürülen küpeli resimin, Macar asıllı bir ressam tarafından yapıldığını ve bu resmin 20. yüzyıl başlarında ortaya çıktığını görüyoruz. Yine Yavuz'a atfedilen pek çok resimin olduğunu ve bunların çoğunun Türk olmayan kişiler tarafından yapıldığını gözönünde bulundurursak bu resimin de büyük ihtimalle onu görmeyen birisi tarafından hayalen çizildiğini anlıyoruz. Ayrıca malum resimin yapılış tarihi de oldukça yenidir. 1925 ya da 1926 senesinde Topkapı Sarayına geldiği bilinmektedir.

3- Yavuz Sultan Selim'e ait olduğunu bildiğimiz ve Osmanlı döneminin resmi nakkaşları tarafından çizilen resimlerde küpe bulunmamaktadır. Gerçeğe uygun olarak çizilen minyatürlerde Yavuz bıyıklıdır ancak küpeli değildir.

4- Bu resme baktığımızda Yavuz'un üzerinde bulunan kıyafetin, Tarihimiz boyunca örneğine başka hiç bir yerde rastlamadığımız bir tarzda olduğunu görüyoruz. Osmanlı Padişahlarının kullandıkları kıyafetler içerisinde böyle bir biçim hiç bir zaman var olmamıştır. Ayrıca yine aynı resimde Yavuz'un boynunda inciden oluşmuş bir kolye ve sarığında taç biçiminde bir süs görüyoruz. Bu tarz bir takı biçimi Osmanlı Sultanlarının genel kıyafet biçimi ile bağdaşmamaktadır. Bu resmin karalama amacıyla yapıldığının en önemli delili olarak yine aynı resimde Yavuzun sarığının içinde bulunan kızıl başlığa dikkat çekmek istiyorum. Bu başlık tamamen Şi'i mezhebinin sembolüdür ki Anadolu üzerinde Şi'iliğe taraftar olan insanlarında bu başlığı kullanmalarından dolayı kızılbaş olarak nitelendiklerini hepimiz biliyoruz. Bahsettiğimiz giyiniş ve takı tarzı tamamen Şi'i geleneklerinin bir örneğidir. Zaten bir erkeğin küpe takması, Şi'aya göre caizdir.

Bu işaretler gösteriyor ki Yavuz'un küpeli olduğuna yönelik söylemler ve bu portreyi kamuoyuna sunanlar kasıtlı bir eylem hazırlamışlardır. Yıllarca Osmanlıyı kötüleyerek prim sağlamaya çalışanların yine bir oyun hazırladığı açıkca görünüyor. Yavuz'un hayatı boyunca Şi'ilik ile ne denli büyük ölçüde uğraştığını bildiğimizden dolayı, O'nu bu şekilde Şi'a hükümdarı gibi nitelemenin ne kadar büyük bir karalama olduğunu çok iyi bir şekilde anlamlandırıyoruz. Bu incelemeler karşısında ortaya atılan fikirin ne kadar yanlış olduğunu görüyor ve ne yazık ki toplumun kabul gördüğü görüşün doğru olmadığını anlıyoruz.

Şanlı ecdadamızı bu şekilde karalamaya çalışmalarına daha fazla müsamaha göstermemek bizim üzerimize düşen büyük bir sorumluluktur. Siz değerli okuyucularıma acizane tavsiyem, bundan böyle size sunulan bilgiler karşısında daha araştırmacı olmanızdır. Hiç olmasa hayatımızda öncelik sırası bulunan konu ve kişiler hakkında daha hassas olalım ve önümüze her koyulanı yemeyelim. Selam ile...


Yunus Gökçe
SeyfuL İsLam
SeyfuL İsLam
Admin

Mesaj Sayısı : 121
Kayıt tarihi : 07/10/09
Yaş : 39
Nerden : İSLAMBOL
Memleket : Kabardino-Balkar

http://www.turkmucahidler.tr.gg

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz